Bir şeyler yazasım var bu gece
Adı sanı sen olan bir yığın hece
Götürürse elim
anlatır seni.
Çünkü bilirim çıkar en iyi şiirler
en dertli gecelerde.
Bir şey diyemedim.
Çok gülmekten mi yahut ağlamaktan mı bilinmez
alnında derin bir yarık vardı ve
gözünün kenarı aşağı bakardı.
Gece konmuştu saçlarına ve
bir tutam yıldız düşmüştü sözlerinin sonuna.
Ve ben bir şey diyemedim.
O bahsederken dünyanın acısından
doymuşluğun tadından.
Ben geçecek diyordum.
Bitecek ve göreceksin.
Daha derin konuşunca o
hissettim onu.
Ve ben hiçbir şey diyemedim.
Severdi şiirleri.
Adını dahi duymadığım
şiirler okurdu ezberden.
Şaşırır kalırdım öyle masanın ucunda.
Nasıl olur derdim
Yılgın birinin yüreği
olur böyle diri?
Bitirince o şiiri
Ben hiç mi hiçbir şey diyemedim.
Gözlerine baktım önce
aynadakine benzerdi.
Ellerini tuttum sonra
Veda kadar soğuktu.
Saçlarında gezerken elim
takıldı birkaç mısraya.
Şiire benzersin niçin böyle betersin dedim.
O da devirip gözünü dedi
En güzeli de değil midir şiirin üzeni
O sıra ben hiçbir şey diyemedim.
Sonra kalktı ayağa.
Süzüldü masaların arasından.
Uçar gider gibiydi aklımdan fikrimden.
Ama hiç gitmedi yüreğimden.
Ben düşerken
gözünün köşesinden
Gömdü beni alnındaki derine.
Bir adamın en çok şey söylemesi gereken anda
Ben durup da hiçbir şey diyemedim.