22 Ağustos 2016 Pazartesi

Oyuncak Bebekler

Önce oyuncak bebekler gider
sonra yemeğin ayarı kaçar
Ev giderek büyümeye başlar
duvarlar üstüne geldiği halde.

Gece geç saatte gelmeye başlarsın
gözün gider uyuyanlara
Çıkarıp atarsın önce
ölü deriymiş gibi kıyafetini
oyuncak bebekler çoktan gitmiş.

Ayakların davul olmuş
nefret ettiğin o işten dönünce.
Ellerin paramparça,
ruhunu hiç sayma.

Sonra anlıyorsun ki
Oyuncak bebekler bir veda bile etmemiş
Sorması ayıp suçu neymiş?
Ardından elbiseler
Bak görürsün
Oyuncak bebekler gibi onlar da gider.

Tanrı gibi insandı,
insan beşerdi, şaşardı.
Büyüttü seni avucunda
sen de onu gözünde.
Sonuçta insandı.
İnsan.
Kutsalını kaybetmiş
sıradan bir insan.

Ya sen?
Neyin kaldı?
Adını verdin
Geçmişini geçtin
Ya sen?
Neyin kaldı?

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Göğe Bakma Durağı Bekleyenleri

Çok düşündüm kimim nerdeyim? 
Neydi adımın karşılığı 
Kimeydi bu yazılan şiirler? 
Sen hatırlattın bana
İçimde sevgiye dair ne kaldıysa 

Hayatımızın en yeşil durağında kaldık 
gördüğümüz açık mavi gökyüzü 
dilimizdeyse papatyaların hasreti

Nerede kaldı ezbere söylediğimiz spontane şiirler? 
Şimdi bir kafiyenin derdi kadar oldu sigaramız. 
Son bir sorum kaldı sana Turgut Abi
Söylesene çok bekler mi Turgut'lar Tomris'ini?

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Aptal

Şimdi kal olduğun yerde
bir şey bilmiyormuş gibi
aptalı oynamaya devam.

Gitsen hain olursun
kalsan aptal.
Ama sen yine de kal olduğun yerde.
Bir şey bilmiyormuş gibi
aptalı oynamaya devam.

Gülümse herkese.
Belli etme yükselen nabzını
sinirden kaskatı kesilen kaşlarını
belli etme bir bavul merakını
sakın ola belli etme sırrını.
Şimdi kal olduğun yerde
bir şey bilmiyormuş gibi
aptalı oynamaya devam.
Çünkü gitsen hain olursun
kalsan aptal.
En iyisi mi sen
aptalı oynamaya devam.